7/16/2007

Bemüş -----2 Mart 2006

Gidişleri zordu Bemüş’teki insanların. Birbirlerini çok tanımazlar, öylece geçip giderlerdi. Bemüş ise duruma göre renk değiştirirdi. Bazen siyah, bazen beyaz, gri ya da kırmızı olabilirdi. İnsanlar ise bu renk değişimlerine pek aldırmazlardı. Onlar yalnızca oradan geçerlerdi. Yaşam faaliyetlerini açıkça belli etmezlerdi.Bemüş eski günlerini özlerdi. İçinden sincapların geçtiği, tavşanların zıp zıp zıpladığı zamanlar Bemüş’ün hoşlandığı zamanlardı. Sincaplar Bemüş içinde oyunlar oynar, tavşanların kuyruklarına basarlardı. Tavşanlarsa Bemüş’ün içinde orda burda tutunur zaman zaman kendi belirledikleri noktalara atlayışlar yapar, kazanana ödül verirlerdi. Bemüş ise bu durumdan pek bi hoşlanır, onlara oynamaları için yeni alanlar oluştururdu. Şimdiyse Bemüş’ün içinden yalnızca kediler ve insanlar geçiyordu. Onlar tavşanlar gibi oyunlar oynamıyor, ya da kedilerin kuyruklarına basmıyordu. Kediler ise uyuzca insanların yanlarından yürüyordu. Bemüş bu durumdan hiç hoşlanmazdı ve karşılık olarak kendini iyice daralttı. Eski geniş zamanların izleri çok az belliydi.İnsanlar ve kediler bilinçli olarak düşünmüyorlardı. Bemüş’ün kendilerine yarattığı ortamdan fazlası onların beyinleri için zararlı olabilirdi. Beyinlerini yalnızca ellerini ve ayaklarını hızlıca hareket ettirmek için kullanıyorlardı. Böylece Bemüş’ün içinden hızlıca çıkarlardı. Bemüş ise kaderinin bu ellere ve ayaklara bağlı olduğunu çok iyi biliyordu. Onların kaybolmaması için de elinden geleni yapıyordu. İnsanlara dar ama güvenli bir ortam yaratıyor, onlara sadece geçmek için gerekeni veriyordu. Biliyordu ki eğer bir gün elleri ve ayakları yok olursa insanların beyinleri düşünmeye başlayacak ve Bemüş’ü değiştirmeye çalışacaklardı.

Hiç yorum yok: